Baban, annen, sen, kızın, oğlun hepiniz benim bağrımdan koptunuz. Sizleri kanatlarımın altına sarmaladım. Dedeleriniz seferberliğe gitti, dönmediler, şehit oldular. Sizleri esirgedim. Topraklarımda besledim, sularımdan içirdim. Sizleri çok sevdim.
Sitem edip, üzmeğe gönlüm elvermiyor. Uzaklarda, yapayalnızım. Kolum kanadım kırık. Garip, boynum bükük. Size gelemem. Ya siz, niçin gelmiyorsunuz? Apçağa’ya bakıp, Peğir’e bakıp hüzünleniyorum.Onların sevdikleri, köylerini şenlendiriyorlar. Mehle, Koçan, Ariki’de benim gibi, mahzun. Öğle yapayalnız, sessizliğimin içinde kahroluyorum. Hiç mi beni sevmediniz. Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş.
Bir sevdalımla dertleştik. Haziran başında bazılarınız beni ziyarete geleceksiniz ya, birinizin genç çocuğunu aramış. ‘’Benim Eğin’le ne alakam var. Birkaç gittim, o kadar’’ demiş. Oysa annesi, babası benim bağrımdan çıktı. Çok üzüldüm. Çocuklarınıza beni hiç mi tanıtmadınız.
Nolur gelin, ‘’öskedim’’. Sizleri kucaklamak istiyorum. Sıcaklığınızı hissetmek istiyorum. Şenlendirin beni. Sizi seviyorum.
Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun
Gördün güzelleri beni unuttun
Sılaya gelmeye yemin mi ettin
Gayri dayanacak gücüm kalmadı
Eğin’in BAHÇE MAHALLESİ
ben sana asıgım BAHCE MAHALLESİ nin tornuyum damadıyım vefasız degilim insallah da sana gelecegim seni seviyorum cünkü
Memleketimi seviyorum ona aşığım inşallah gideceğim
Ocağin batmiye ottan,ocaktan nem galmiş ki gelem açamda oturem….
Oturacak yer buluruz. Siz yeter ki gelin. Bekliyoruz.